Page d'accueil » 2012 » Avril » 3 » Türk Derin Devleti'nin Fransa'daki faaliyetleri deşifre edildi
10:03 PM
Türk Derin Devleti'nin Fransa'daki faaliyetleri deşifre edildi
Türk Derin Devleti'nin Fransa'daki faaliyetleri deşifre edildi
Maxime Azadi-ANF
Özel / 13:24 / 31 Mart 2012
Paris -
Fransa’da Aralık ve Ocak aylarında ermeni soykırımını suç sayan yasa
tasarısına karşı yapılan Türk gösterilerinin arka planı deşifre edildi.
Fransa İç İstihbarat Servisi DCRI’nin hazırladığı raporda, milliyetçi ve
ırkçı faaliyetlerin nasıl örgütlendiği ve Türk istihbaratı tarafından
nasıl yönlendirildiği anlatılıyor. Raporda, Fransız ajanlarının bu
derneklere sızdığı anlaşılıyor.
Bir kopyasını ANF’nin elde ettiği
istihbarat raporunda 22 Aralık ve 21 Ocak tarihlerinde soykırım yasa
tasarısını protesto gösterilerini örgütleyen kurumların faaliyetleri ve
ilişkileri not ediliyor. Raporda, birçok suça bulaşmış milliyetçilerin
Türkiye, Kerkük ve Azerbaycan gibi alanlarda çekilmiş silahlı ya da
üniformalı resimleri de yer alıyor.
DERNEKLER
Raporda,
Ermeni soykırımını inkarın "topluluk kimliklerinin temelini oluşturduğu
görülüyor” tespiti yapılıyor. Resmi olarak gösterileri Pantin’de merkezi
bulunan Fransa Türk Federasyonu ile aralarında Lyon merkezli
Fransa-Türk Dernekleri Koordinasyon Komitesi ve Rhone merkezli Atatürkçü
Düşünce Derneği’nin de olduğu başka örgütler tarafından düzenlendiği
belirtilen raporda, ayrıca Paris merkezli Anadolu Kültür Merkezi ile
Fransa’da yayın yapan iki medyanın güçlü katılımı olduğu vurgulanıyor.
Bu son ikisinin Turquie-news ve RadioMIT olduğu belirtilirken, MİT için
"Türk meslektaşlarımızın baş harfleri” ifadesi kullanılıyor.
FEDERASYON DEĞİL, ÜLKÜ OCAĞI
Fransa
Türk Federasyonu’nun "kesinlikle federatif bir karakteri olmayan” bir
panavrupa organizasyonun Fransız kolu olduğunu not eden DCRI, gerçekte
ise bunların ülkücüler olduğunu belirtiyor. Rapora göre, bu Avrupa
hareketi Almanya’da ikamet eden Cemal Çetin tarafından yönetiliyor.
Cemal Çetin’in Aralık’taki eyleme katıldığını hatırlatan DCRI’nin rapora
iliştirdiği bir fotoğrafta Çetin’in yanında Fransa Türk Federasyonu’nun
başkanı Nihat Bozdağ dikkat çekiyor.
Raporda, ayrıca aynı
organizasyonun Anvers (Belçika) kolu temsilcisi Midhat Öztürk,
Strasbourg temsilcisi Aytekin Kıraç (Dadaloğlu) ile Belçika "Ülkücü
Gençlik” organizasyonu başkanı Muhammed Aksoy’un da eylemde hazır
bulunduğu ifade ediliyor. Her ne kadar bazıları tespit edilmese de
birçoğunun DCRI tarafından iyi tanındığının kaydedildiği raporda,
özellikle hareketin sembolik isimlerinden " Ülkücüm (Ülkü Akça) ile
teyzesi Ersan Ertuğrul Taştan’a dikkat çekiliyor.
ÜLKÜCÜ BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI
Herouville
Belediye Başkan Yardımcısı Taştan’ın bazı durumlarda ülkücü işaretleri
kullandığına işaret edilen raporda, Ersan Taştan’ın Fadime ismi ile de
tanındığı ve belediyede gençlikten sorumlu olduğu belirtiliyor. DCRI’ye
göre Taştan aynı zamanda yerel ülkü ocaklarının da sorumlusu ve "ünlü”
ülkücü Tayfur Taştan’ın eşi olduğu vurgulanıyor.
Raporda, "Bu
açıdan, Herouville Belediye Başkanı’nın Bayan Taştan’ın paralel
faaliyetleri konusunda çok iyi bilgilenmesi ve kuşkusuz belli ölçüde
seçim hesabıyla onlara kefil olduğu not edilmeli” deniliyor. Fotoğraf
altı bir notta ise Herouville Belediye Başkanı Rodolphe Thomas’ın Fransa
Türk Federasyonu’na açık destek verdiği kaydediliyor.
KARANLIK OPERASYONLARIN ADAMI
Yine
bir başka fotoğrafta Taştan, Ocak 2012 eyleminde Senato yakınındaki bir
kafede Yusuf Ziya Arpacık ile görünüyor. DCRI’ye göre Arpacık, Türkiye
tarafından direk veya dolaylı olarak yürütülen çok sayıda karanlık
operasyona karıştı. Raporda Arpacık’ın bir biyografisi de sunuluyor:
1958 Erzurum doğumlu, İstanbul Üniversitesi tarih fakültesinde okudu ve
1978’de ülkü ocaklarına katıldı. 1980’de, devlet darbesinden hemen
önce, milliyetçi güçlerin saffında çatışmalarda yer aldı. 10 yıl hapse
mahkum edildi, iki kez kaçtı. Cezaevinden çıkınca, "Türk düşmanlarına”
karşı birçok yabancı ülkede çeşitli saldırıları organize etti. Bir süre,
MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in de kişisel korumalığını yaptı.
Raporda, Arpacık’ın Türkeş ile çekilmiş resminin yanı sıra
cezaevindeyken, bilinmeyen bir başka yerde elinde silahlı bir pozu ile
yine Azerbaycan güçlerinde üniformalı bir resmi ve Karabağ’da Ermenilere
karşı çekilmiş bir resmi yer alıyor.
KERKÜK VE KARABAĞ’DA
1992’de
kendisini Derin Devlet’in bir "fedaisi” olarak tanıtmış ve Karabağ’da
Ermenilere karşı savaşa gönüllü katılmış. 2003’te Irak savaşı sırasında
Kerkük’te teğmen albay olarak dikkat çekerken, burada Türkmenlerin
"savunmasını” organize ettiği belirtiliyor. Bu savaşçı tecrübesinden
ötürü ülkücü camiada kazandığı saygıdan dolayı onan "Yusuf Hoca” unvanı
veriliyor. Birçok kitabı da bulunuyor. Bunlar arasında 1992-1994
Karabağ savaşını Azeri cephesinden anlatan Kar Fırtınası yer alıyor.
ERGENEKON’DA GİZLİ TANIK
2007’de
Ergenekon davası patlak verince, ismi gizli tanıklar arasında yer
alıyor. 2006’daki Danıştay saldırının temel sanığı Osman Yıldırım’ın
saldırının organizatörleri olarak Albay Muzaffer Tekin’le birlikte Yusuf
Ziya Arpacık’ı işaret ediyor. Mehmet Eymür de sorgusu sırasında
"milliyetçi savaşçı” Arpacık’ın Veli Küçük’ün Kerkük’te elinin altındaki
adamlarından biri olduğunu söylemiş.
Gösterilerin
organizatörleri arasında Atatürkçü Düşünce Derneği ile Talat Paşa
Komitesi de var. DCRI’ye göre muhtemel ideolojik farklılıklara rağmen,
Talat Paşa Komitesi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve ülkücüler arasında bir
"suç ortaklığı” bulunuyor. Raporda bu tez birlikte çekilmiş
fotoğraflarla da destekleniyor.
RADIO MIT
Eylemlerin
organizasyonunda rol alanlar arasında Radio MIT de dikkat çekiyor.
Milliyetçi bir grup tarafından Lyon merkezli yönetilen radyo her ne
kadar MIT’i "Made In Turkey” olarak ifade etse de, DCRI bunun Türk
istihbarat servisinin baş harfleri olduğuna işaret ediyor. Raporda,
şöyle deniliyor: "Eğer gerçekte bu radyo meslektaşlarımız tarafından
yönetiliyorsa (servislerimizden doğrulanması istendi), MİT’in
Türkiye’nin iletişimini yükseltmek için farklı araçlar kullandığı
anlamına geliyor: aşırı operasyonları için Fransa Türk Federasyonu,
yumuşak lobi için RadioMİT.”
FRANSIZ İSTİHBARATÇI TARAFINDAN YÖNETİLEN TÜRK SİTESİ
Bu
olasılığın Radio MIT’in bazı operatörleri ile www.turquie-news.fr
sitesi arasındaki suç ortaklığıyla da akredite odluğu ifade ediliyor.
"Bu site resmi olarak bizim saygın bir muhabirimiz tarafından
yönetiliyor. Bizim talebimiz üzerine, muhabirimiz kendi tarihçi
formasyonuna ihanet eder bir şekilde yeterli düzeyde belgeleyici bir
lobi faaliyeti yürütüyor” diyen DCRI, sözkonusu şahsın tarihçi sıfatıyla
Türk çevreleriyle iyi ilişki kurduğunu kaydediyor. "Mevcut durumda
Ankara’da milliyetçi bir ocak nezdinde staj yapıyor. Eylemi bize hem
Türk meslektaşlarımızın eylem biçimlerini hem de Fransa’daki
muhaliflerinin (Ermeniler, Kürtler…) reaksiyon biçimlerini tanımamıza
yardımcı oluyor.” Bazı medya organları sözkonusu "tarihçinin" UŞAK'ta
staj yapan Gauin Maxime olduğunu iddia ediyor.
Kültür
merkezlerinin eylemler için bir vitrin olarak sunulduğunun belirtildiği
raporda Raşid Nekaz isimli ajitatörün de Ocak 2012 gösterisinde yer
aldığı ifade edilerek, tartışmalı bir kişilik olduğu belirtiliyor.
Nekaz’ın kendi kişisel çıkarın için farklı davalara el attığını dile
getiren DCRI, Romanlar için yapılan eylemlere katılarak Sosyalist
Parti’ye yaklaştığı ya da türban taktığı için ceza alan kadınların
cezalarını ödeme önerisi yaptığına dikkat çekiliyor. Raporda bu şahsın
13 Ocak’ta Türkiye’ye giderek hükümeti "Cezayir soykırımı” konusunda bir
yasa çıkarmaya zorladığına işaret ediliyor.
ANKARA’NIN DİREKTİFLERİ İLE HAREKET EDİYOR
Tüm
bunların analizini yapan DCRI, Fransa ve Avrupa’daki Türk toplumlarının
geniş bir şekilde, "ulusal çıkar” olarak ifade edilen bazı konularda
ortaklaşan organizasyonlar tarafından yapılandırıldığı vurgulanıyor. Bu
organizasyonların kolaylıkla ve doğrudan Türk servisleri tarafından
yönlendirildiğinin kaydedildiği raporda, sözkonusu organizasyonların da
hükümetin direktifleri doğrultusunda hareket ettiği dile getiriliyor.
DCRI, bu bilginin Ankara’daki ilişkileri tarafından da doğrulandığını
belirtiyor.
Bazı durumlarda, bu geniş yapılanmanın üçüncü bir
devlet tarafından finanse edildiğine dikkat çekilirken, bunun sadece
Ermeniler için değil güvenlik açısından sorun teşkil ettiği dile
getiriliyor. "Bu açıdan bazı Fransız siyasi sorumluların toleransı da
sorun oluşturuyor” uyarısı yapılan raporda, son olarak Milli Görüş
unsurlarının dini ağırlığına da işaret ediliyor.